Kasap #2 Kafesteki Kuş - Yerli Çizgi Roman İncelemesi

Daha önce ilk fasikülünü incelediğim Selçuk Ören'in Kasap adlı çizgi romanının ikinci fasikülü Ağustos 2017 itibariyle çıkmış bulunmakta. Çizgi romanımız yine aynı fiyatta (7,5 ₺ ancak internette daha ucuza bulmak mümkün) ve aynı yayın evinden (Sırtlan Kitap) çıktı.

Daha önceki yazımda hikayenin 4 fasikülden oluşacağını yazmıştım ancak bu bilgi tam olarak doğru değilmiş. Hikayenin ilk bölümü 4 fasikülden oluşacakmış. Yani bir dizinin ilk sezonu gibi düşünün.



Ancak ilk fasiküle göre önemli bir değişiklik var. O da artık bir değil 3 çizerinin olması. Çok büyük bir çizgi roman gurusu olmadığım için bu sık yapılan bir şey midir bilmiyorum. Ancak yazımın devamında her çizerin bölümünden ayrıca bahsedeceğim.

Hikaye Nasıl?

Spoiler vermeden hikayenin nasıl anlatıldığından biraz bahsetmek istiyorum. Hikaye ilk fasikülün bittiği yerden başlıyor. İlk fasikülde Hikayeye Rauf'un gözünden başlıyorduk. Burada ise Kasım Boyacı adlı bir adam çıkıyor karşımıza. Kasım ilk sayıda şahit olduğumuz organ ticareti işleriyle ilgili bilgisi olan bir adam. Tabii ki Kasap'da bu bilginin peşinde. Bu sayıda hikaye biraz daha genişliyor ve yapılan pis ticaretle ilgili yeni kişi ve kurumlar hikayeye dahil oluyor. Umarım bu olayların gelişmesi "ben tek siz hepiniz" tarzında bütün legal kurumların Kasap'ın peşine düştüğü bir hikayeye dönmez. Dönerse çok klişe olur.

Bu sayıda Kasap'ın kişiliğini biraz daha görme fırsatı yakalıyoruz. İlk incelemede de söylediğim gibi kasap iyi ve kötü arasında gidip gelen bir anti-hero ve birazda psikopat. İstediğini elde etmek için önüne kimin çıktığına bakmıyor.

Üç Farklı Çizerimiz Var

Selçuk Ören ilk fasikülle ilgili yaptığı bir röportajda ikinci sayının Ethem Onur Bilgiç tarafından çizileceğini söylemişti. Üçüncü sayı içinse üç farklı çizerle çalışmak istediğini söylemişti. Sanırım işler biraz değişmiş ve bu sayı üç farklı çizer tarafından çizilmiş. Adını anmadığımız diğer çizerimiz ise hikayenin ilk 7 sayfasını çizen Uğur Ünsoy.

Uğur Ünsoy önceki bölümde bahsettiğim Kasım Boyacı karakterinin başına gelenleri çizmiş. Sayının çizerleri arasında çizgisini en az beğendiğim çizer Uğur Günsoy oldu. Bir gazete/dergi vinyetinden veya İngilizce kitaplarındaki diyalog karikatürlerinden fazlası değil gibiydi.
Uğur Günsoy ve Ethem O. Bilgiç'in Kasım Boyacı Çizimi

Ethem Onur Bilgiç'in bölümü ise bir hapishanede geçiyor. Hikayenin en aksiyon dolu kısmı bu bölüm. Çizim ve renklerde hapishanenin o kasvetli havasını hissedebiliyorsunuz. Ethem Onur Bilgiç ilk sayının da arka kapak görselini çizmişti. Şahsen ben çizim tarzını gerçekten beğeniyorum.Bu bölümle ilgili tek sıkıntım ise arka planlar. Bir kaç kare haricinde karakterler çoğu zaman düz bir duvarın önünde veya beyaz bir sonsuzluğu önünde duruyor gibi. 

Bu üçlü çizer işinde sevmediğim tek şey bir hikayede birbirinden bu kadar farklı çizgi tarzları görmek. Farklı bir şey okuyormuşum gibi geliyor. Ben mi daikkatsiz bir okuyucuyum bilmiyorum ama hapishane bölümünü okurken Kasım Boyacı'yı bir an tanıyamadım.

Her şey bir yana hikaye merak uyandırıcı şekilde devam ediyor. Ben ise bu çizgi romanı herkese tavsiye ediyorum.


1 yorum:

Powered By Blogger