Arrival- Türkçe anlamıyla Geliş - Hollywoodlu abilerimizin uzaylılarını gelişine bir de buradan bakalım diyerek giriştikleri bir iş gibi duruyor.
Öncelikle şunu belirteyim yazının başlarında spoiler vermeyeceğim. Spoiler vermeye başlayacağım zaman önceden belirtirim.
Konu
Arrival bütün uzaylıların Amerika'ya inmesi ve hepsinin şakır şakır İngilizce konuşması gibi klişeleri içermiyor. Filmde 12 "Kapsül" Dünya'nın farklı yerlerine iniyor ve her ülke kendine göre uzaylılarla iletişime geçmeye çalışıyor. Evet bu filimde patlayan binalar, karanlıkta aniden ölen askerler yok. Uzaylı ve insanların birbirlerini anlamaya çalışmasını izliyoruz.
Ne yalan söyleyeyim konuyu ilk gördüğümde ben bayağı heyecanlandım. Çünkü uzaylı virüsü kapmış insanlardan, patlayan ufolardan gına geldi. İşin içinde uzaylı varsa bari farklı bir bakış açısı olsun istiyorum. Bu filmin uçan japon çekirdeklerinin içinde olanlar da isteklerimi karşılayacak gibi
başladı.
Japon Çekirdeği
İzlenir mi?
Başlıktan da anlayabileceğiniz gibi filmin sonu ile ilgili çekincelerim var. Ama zamanım bol ve uzaylı görmek istiyorum diyorsanız izleyebilirsiniz. Boru değil sonuçta 8.1 IMDB puanı var.
Geniş Anlatım
Şimdi filmi biraz daha spoiler vererek anlatacağım. Filmin başında bir ablamızın çocuğunun doğuşuna, büyümesine ve kansere yakalanıp ölüşüne şahit oluyoruz. Bu ablanın adı Louise Banks.Aniden çocuğu bırakıp Louise'in üniversitede verdiği bir derse gidiyoruz. Louise uzay gemsinin gelişini derste öğreniyor. Derken bir gece generalin biri helikopterle Louise'i evinden alıyor ve uzaylılarla iletişime geçebildiklerini söylüyor.
Helikopterde film boyunca neden orada olduğunu anlayamadığımız bir teorik fizikçi ile tanışıyoruz (Ian). Şimdi bu adamla ilgili söylemek istediğim bir kaç şey var. Adam gayet şekil şukul biçimde lafa girip kendini tanıtıyor, "dil de bilim mi asıl bilim fizik fizik" minvalinde havalı havalı konuşuyor. Ama bu karakter filim boyunca bir halta yaramıyor.
Çok fazla detaya gerek yok. Uzaylılarla konuşarak onların dillerini öğrenmeye çalışıyorlar. O havalı Ian bu sırada sadece konu mankeni gibi köşede dikiliyor. Uzaylıların dilini anladıkları kadarıyla uzaylılar insanlığa bir silah sunuyor. (Baya pazarlamacı gibi). Filim burada kopuyor ve çok saçma bir yere gidiyor.
Filmin Koptuğu Yer
Meğer uzaylıların sunduğu silah dilleriymiş. Louise uzaylılarla konuşmaya gittiğinde uzaylı "3000 yıl içinde insanlığın yardımına ihtiyaç duyacağız" diyor. Louise "Nerden biliyon hacı?" diyor. Sonra kafasında bir ampul yanıyor ve uzaylıların dilini öğrendiğinde zaman algının değiştiğini ve geleceği görebildiğini anlıyor. Evet uzaylıların konuştuğu o dili anlayınca geleceği görebiliyormuşsunuz. Filmin başında gördüğümüz o çocuk Louise'in gelecekteki çocuğuymuş ve kocası da bizim artist Ian mış.
Şimdi buradan sormak istiyorum filmi bağlayacak başka yer yok muydu ? Güzel başlayan bir film. Uzaylıların dilini anlamaya çalışmak iletişim kurmak daha önce de söylediğim gibi çok güzel. Ama bu son nedir ya?
0 yorum:
Yorum Gönder